Din Görevlilerine sendika yolunu açan, gönül ve aksiyon insanı Merhum Genel Başkanımız Ahmet Yıldız anısına yayınladığımız bu eseri Diyanet-Sen camiasına ve hak yolda mücadele eden tüm insanlara ithaf ediyoruz.
Kitabın içeriği ve Fotoğraflar konusunda Merhum Genel Başkanımızın yazılarından, sendika genel merkez arşivinden ve aile albümünden yararlandık. Yazılarıyla katkı saylayan herkese teşekkür ederiz.
iyilik ve güzellikleri artırmayı, yanlışlıklara ve haksızlıklara engel olmayı görev bilerek yola çıktın güzel insan, gönül adamı, aksiyon ve eylem insanı, babacan, samimi, adam gibi adam...
Sen Hakk'a yürüdün, biz arkanda üşüdük. Ocak soğuğuyla bedenlerimiz değil ruhumuz üşüdü gidişinle... Biz sendikada size hoş geldiniz demeyi beklerken Sizi Allah'a ısmarladık Başkanım...
Sindirilmiş ve hak arama fikrinden uzaklaştırılmış tepkisiz bir toplumdan, 'ben varım, hakkımı çiğnetmem' diyebilen bir topluma geçiş için öncelikle sendikal örgütlenmenin gerekliliğine vurgu yaptınız. Peygamber varisi bir mesleği yerine getiren din görevlilerin toplumda hak ettikleri yere ulaşabilmesi için örgütlenmenin gerektiğine inandınız. HilPül Fudül, Ahilik gibi örneklerin kültürümüzdeki sendikal mücadelenin örnekleri olduğunu söyler, sendikal örgütlenme için kendi kültürümüz ve değerlerimizin bize yeterli bilgi ve tecrübeyi verdiğini düşünürdünüz. Sendikal mücadeleyi kuru bir dava ve boş kavgaların zemini olarak değil, Yunus Emre'nin, "Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için/Dost'un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim" dizelerinde yüklü anlamı, yaşama alanı olarak gördünüz ve şekillendirdiniz.
Bu anlayışın etkisiyle, sendikal hareketi toplumun dirilişine, milletin ve insanlığın yeniden uyanışına, kurtuluşuna araç olarak seçtiniz.
......
KİTABIN TAMAMINI PDF OLARAK KAYDETMEK İÇİN TIKLAYINIZ
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
"Bizim kültürümüzde sendikal kavram yok denilse de, sivil toplum bilinci vardır, iyilik ve güzellikleri artırmak, yanlışlara ve haksızlıklara engel olma anlamında 'Emr-i bil-ma'rufve nehy-i an'il -münker1görevimiz vardır. Peygamberimiz (a.s)'in 'Bir kötülük gören onu eliyle değiştirsin, gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Ona da gücü yetmezse kalbi ile nefret etsin' şeklindeki talimatları bize iyiliğin, hakkın ve haklının yanında, kötülüğün, kötülerin ve haksızlığın karşısında olmak görevi vermektedir. Yüce Rabbimizin ve Peygamberimizin bu emirleri sivil toplumun birer iz düşümüdür. Ayrıca, haklının hakkını alıncaya kadar haksızlıkla mücadele anlamında Peygamberimizin içinde yer aldığı 'Hil'ful Fudul' (Erdemliler yemini) örneğimiz vardır. Yine Anadolu'muzda mesleki yardımlaşma ve dayanışma anlamında "Ahilik" gibi referansımız vardır.
Bütün bu gerçekler ışığında sendikal örgütlenme için kendi kültürümüz ve değerlerimiz bize yeterli bilgi ve tecrübeyi vermektedir. Buna rağmen sendikal örgütlenmenin bu güne taşıdığı bilgi ve tecrübeyi öteleyemeyiz, göz ardı edemeyiz. Sendikal mücadelenin birikimini ötelemeden, kendi kültürümüzle bu mücadeleyi en iyi şekilde yapabileceğimize ve sendikacılığa farklı bir yaklaşım tarzı getireceğimize inanıyoruz. Bu sayede sendikal mücadeleye yeni bir hüviyet, yeni bir anlam ve canlılık kazandıracağımızı düşünüyoruz."
KİTABIN TAMAMINI PDF OLARAK KAYDETMEK İÇİN TIKLAYINIZ